Merakla beklenen açıklama geldi. 21 Eylül’de okullar yüz yüze eğitime açılacak ancak sadece okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri okullarına kavuşabilecek.
Bildiğiniz gibi anaokulları 1 Haziran’dan beri açıktı, yaz okulu adı altında faaliyetlerine devam ediyordu. 8 ve 12. Sınıflarda da yetiştirme ve destekleme kursu adı altında yüz yüze eğitim başlamıştı. Öğretmenler de mesleki gelişim seminerlerine okullarında katılıyordu. Bazı özel okullar izin verilmediği halde diğer seviyelerde de öğrencileri okula çağırdı ve yüz yüze eğitime başladı. Aslında bu izinsiz bir faaliyetti ancak okullar kayıt kaygıları nedeniyle bu yanlış uygulamayı gerçekleştirdi.
Peki bu süreçte neler yaşandı? Okullardan vaka haberleri gelmeye başladı. Bazı okullar yaşanan vakaları diğer velilere duyurup eğitime ara verirken, bazı okullar gizli tutmayı seçti, eğitim devam etti. Bazı okullar tüm okulu karantinaya alırken, bazı okullar sadece vakanın çıktığı sınıfı karantinaya aldı. Yine aynı şekilde hasta aileler çocukları semptom göstermiyor diye okula göndermeye başladı.
Okullarda vaka yaşandığında neler yapılması gerektiğinin bir standart olması gerekir diye düşünüyorum, okulların insiyatifine bırakılırsa ekonomik kaygılarla çocukların ve ailelerin sağlıkları tehlikeye atılacak gibi görünüyor. Ayrıca bazı özel okulların MEB’in izin vermediği sınıfları okula çağırması ayrı bir sorun. Bu zorlu süreçte okullar kafalarına göre hareket ederse işler iyice içinden çıkılmaz hale gelecek. Etik değerlerin öğretildiği okullarda çocukların kurallara uyum nasıl öğretilecek? Ayrıca çok sayıda öğrenciyi bir araya getirerek vakaların artmasına da sebep oluyorlar. Kurallara uyan okulların öğrencileri için de dezavantaj oluşturuyor, eşitsizlik yaratıyorlar.
Uzaktan eğitimle yüz yüze eğitimi verim açısından karşılaştırmak doğru değil ama pandemide eğitimin devam edebilmesinin şartı uzaktan eğitimse bunu kabul etmek gerekiyor. Uzaktan eğitimi nasıl daha iyi hale getiririz? Buna kafa yormak gerekiyor.
21 Eylül’den üç hafta sonra diğer sınıfların durumları değerlendirilecek. Ama benim şahsi görüşüm okulların yüz yüze açılamayacağı yönünde. Toptancı bir anlayış yerine vaka sayıları dikkate alınarak bölgesel kararlar alınabilir, ama birinci dönem için yüz yüze eğitim çok mümkün görünmüyor. Bu açıdan çalışan velilerin bu ihtimale karşı hazırlıklarını yapması önemli. Bu noktada iş yerlerinin ve kamuda görevli veliler için de hükümetin bazı iyileştirmeler yapması faydalı olacaktır.
Okulları riskli bularak özellikle okul öncesi ve ilkokulda küçük gruplarda öğrencilerin bir araya gelerek eğitim alacakları bazı oluşumlar görüyorum. Bunu da pandemi açısından çok riskli buluyorum. Sunulacak eğitim hizmeti hiç denetlenmeyecek böylesi oluşumları da tercih etmenizi çok önermiyorum.
Peki bu durumda ne yapacağız? Mevcut şartlarda elimizden gelenin en iyisini.
Özel okullar bir şekilde online devam ediyorlar. Her ne kadar günde 8-9 ders çok fazla ve verimsiz olsa da, okullar da ücret indirimi talepleriyle karşılaşmamak adına ders saatlerini artırmaya devam ediyor. Olan saatlerce hareketsiz şekilde ekranlara mahkum olan çocuklara oluyor. Günlük uzaktan eğitimle yapılan ders saatine de bir standart getirilmesi gerekiyor. Okullar yarış içinde online ders saatlerini artırırken çocuklarda geri dönülmez sorunlar oluşmaya başlıyor. Ders saati sayıları ve süreleri yaş grubuna göre ayarlanmalı ve belirli sınırlar MEB tarafından çizilmeli.
Devlet okullarında ise 21 Eylül’e kadar geçen süre hazırlık olarak gerçekleşti. Öğretmenler canlı ders denemeleri yaptılar. Bazı teknik sorunlar yaşandığını biliyoruz, umarım bu sorunlar sene içinde de devam etmez. 21 Eylül’den itibaren ise 2020-2021 dönemi müfredatları işlenmeye başlayacak. EBATV’deki saatlerin çok yetersiz olduğunu biliyoruz, canlı dersler bu yıl çok daha fazla yapılması planlanıyor. Umarım öğrencilerin ihtiyacına cevap verebilir canlı dersler.
Bakan Selçuk daha önce müfredatların seyreltileceğini söylemişti. Uzaktan eğitimde özellikle resmi okulların şartlarını düşündüğümde bunun yapılmasının şart olduğunu düşünüyorum. Tüm müfredatın sadece EBATV üzerinden yada sınırlı sayıda yapılan derslerle yetiştirilemeyeceği bir gerçek. Müfredatın seyreltilmesi özel okulların da ders saatlerini artırmasının önüne geçecektir.
Her yer açık ama okullar kapalı görüşlerine de katılamıyorum. Okullarda havasız ortamda kalabalık sınıflarda, hijyen şartları sağlanamayacağı için virüs hızla yayılacak, toplum sağlığı için ciddi riski oluşturacaktır. Okullardaki ortam ne AVM ile ne park ile kıyaslanamaz. Okullar kapalı olduğu halde vakalarda ciddi artış var. Açıldığı takdirde bu çok daha yüksek oranlara ulaşacaktır. Bu çok özel bir dönem, öğrencilerin öğrenme anlamında bazı eksikleri olacak ne yazık ki ama her şeyin başı sağlık. Sağlık sistemimizin çökmesini istemiyorsak uzaktan eğitime sahip çıkmalıyız. Herkes için oldukça zor ve sancılı geçecek olan bu dönem için kolaylıklar diliyorum.
Çocuğu ilkokul birinci sınıfa başlayacak pek çok velinin hayali, çocuğunun Galatasaray İlkokulu kurasını kazanması. Ücretsiz…
LGS 2026 ve LGS 2027'ye girecek öğrencilerimin velilerinden hazırlık süreçlerini planlama ve yürütmeyle ilgili pek…
Yurt dışında lisans eğitimi düşünen öğrencilerimizin ve velilerinin üniversiteleri detaylıca araştırmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Üniversiteleri…
Yeşim Kirman ve Elif Domloge'in Deneyimli Organizasyonuyla İngiltere’de Unutulmaz Bir Yaz Kampı! İngiltere’nin kalbindeki tarihi…
LGS'ye hazırlanan pek çok öğrencinin hayallerini süsleyen Alman Lisesi'ni yakından tanımaya ne dersiniz? Öğrencilerine sunduğu…
Son yıllarda özel yetenekli çocuklara yönelik çalışmalar artarken BİLSEM'e gösterilen ilgi de artmaya başladı. Pek…
View Comments
Seyreltilmiş hibrit modele geçilmeli bence. Süreç online eğitimle devam ettirilirse fizyolojik ve psikolojik bir sürü olumsuzlukla karşılaşacağız.Ancak veli çocuğunu okula gönderip göndermemekte serbest kalmalı.