Ülke olarak eğitim hayatımız tamamen sınavlara hazırlık süreçleriyle geçiyor. İlkokul birinci sınıfta test çözmeye başlayan çocuklar 12. sınıfta mezun olup üniversite sıralarına gidene kadar bilgi aktarma odaklı dersler, sayısız deneme sınavları, özel kurslar, özel ders takviyeleri ve zorlu merkezi sınavlardan geçip kendilerine bir yol bulmaya çalışıyorlar. Tüm bu yolun sonunda öğrencilerin büyük bir çoğunluğunu da hayal kırıklıkları bekliyor. Haydi biraz yakından bakalım.
Bu hafta sonu yapılacak üniversite sınavlarına rekor sayıda başvuru yapıldı ve bu yıl YKS’ye 2 milyon 592 bin aday girecek. YKS başvuruları her geçen yıl artıyor ama bu adayların sadece 955 bini son sınıf öğrencilerinden oluşuyor. Başka bir deyişle sınava girecek adayların %63,2′ si daha önce sınava girmiş adaylardan oluşuyor. Bu oranın içindeki en büyük kısım ise %38 ile daha önceki senelerde yerleşememiş adaylardan oluşuyor.
Başvuru sayılarının giderek artması, her yıl yeni mezun kadar daha önce yerleşememiş adayın da sınava girmesi düşündürücü. Bence bu sayılar sistemin tıkandığını gösteriyor. Zar zor yerleşip, okuyup mezun olan gençlerimizi bir de işsiz kalma endişesi kaplıyor. Genç işsizliğin %25’lere dayandığı bir ortamda gençler endişelenmekte son derece haklı.
Peki çocuklarımız neden tekrar tekrar üniversite sınavına giriyor? Üniversitede okuyor, okuduğu bölümün kendisine uygun olmadığını üniversiteye gittiğinde anlıyor, mezun oluyor işinin kendine uygun olmadığını mezun olduktan sonra anlıyor, mezun oluyor iş bulamıyor, iş buluyor şartlarını beğenmiyor. Sonuç olarak yeniden sınava girerek yeni bir kariyeri çözüm olarak görebiliyor.
Lisede aldıkları eğitimle girmek isteği bölümleri kazanacak yeterli alt yapıya sahip olmamaları, meslek seçiminde ve üniversite seçiminde yapılan hatalar, üniversitelerimizde verilen eğitimin kalitesi, yabancı dil eğitimindeki eksiklerimiz gibi sebepler de bu durumun katlanarak artmasına sebep oluyor.
Peki çözüm ne? Bence bunun çözümü fark yaratmaktan geçiyor. Sadece sınav kazanmak, puana göre tercih yapmak ve mezun olunca kolaylıkla iş bulma dönemi çoktan bitti. Gençlerimizin alabilecekleri en iyi eğitimi almaları, bunu yurtdışından alacakları sertifikalarla desteklemeleri, yenilikçi, girişimci olmaları gerekiyor.
Yani YKS sınavı bir son değil daha yolun başı. Çok pembe bir tablo çizmedim biliyorum ama bu gerçekleri bilerek kariyerlerini planlamalı gençlerimiz. Ben de önümüzdeki süreçte bu konularda çalışmalarla sizlere destek vermeye çalışacağım.
Şimdiden tüm YKS adaylarına başarılar diliyorum. Sınav nasıl geçerse geçsin, hangi üniversiteyi kazanırsanız kazanın, diplomanın size sağlayacaklarına değil yetkinliklerinizi geliştirmeye odaklanın sevgili gençler. Yolunuz açık olsun.
Yazılarıma kolaylıkla ulaşabilmek için siteme abone olabilir, Instagram hesabımı https://www.instagram.com/yesimkirman/?hl=tr , Twitter hesabımı https://twitter.com/yesimykirman veya Telegram kanalımı takip edebilirsiniz. https://t.me/yesimkirman
Çocuğu ilkokul birinci sınıfa başlayacak pek çok velinin hayali, çocuğunun Galatasaray İlkokulu kurasını kazanması. Ücretsiz…
LGS 2026 ve LGS 2027'ye girecek öğrencilerimin velilerinden hazırlık süreçlerini planlama ve yürütmeyle ilgili pek…
Yurt dışında lisans eğitimi düşünen öğrencilerimizin ve velilerinin üniversiteleri detaylıca araştırmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Üniversiteleri…
Yeşim Kirman ve Elif Domloge'in Deneyimli Organizasyonuyla İngiltere’de Unutulmaz Bir Yaz Kampı! İngiltere’nin kalbindeki tarihi…
LGS'ye hazırlanan pek çok öğrencinin hayallerini süsleyen Alman Lisesi'ni yakından tanımaya ne dersiniz? Öğrencilerine sunduğu…
Son yıllarda özel yetenekli çocuklara yönelik çalışmalar artarken BİLSEM'e gösterilen ilgi de artmaya başladı. Pek…