Her yıl merakla beklenen Times Higher Education (THE) Dünya Üniversite Sıralaması 2026 sonuçları açıklandı. Bu sıralama, dünya genelinde üniversitelerin öğretim kalitesi, araştırma ortamı, araştırma kalitesi, endüstriyle iş birliği ve uluslararası görünüm gibi kriterlere göre değerlendirildiği en saygın listelerden biri. Bu yazımda ilk 100’deki üniversiteleri ve listede öne çıkan değişiklikleri sizlerle paylaştım. Faydalı olmasını dilerim. İlgilenen arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.
Lise öğrencilerine yönelik eğitim planlamaları, kariyer planlama konusunda bireysel danışmanlık almak isterseniz, randevu ve detaylı bilgi için ykirmanbilgi@gmail.com adresinden bana ulaşabilirsiniz.
Yazılarıma kolaylıkla ulaşabilmek için siteme abone olabilir,
Instagram hesabımı https://www.instagram.com/yesimkirman/?hl=tr ,
Twitter hesabımı https://twitter.com/yesimykirman
You Tube Kanalımı https://www.youtube.com/channel/UCH8-PNDcIAlBL52n6pVSXdA takip edebilirsiniz.
2026 verileri, bir kez daha yükseköğretimdeki Batı hâkimiyetinin devam ettiğini, ancak Asya üniversitelerinin hızlı bir yükseliş içinde olduğunu gösteriyor.
Listenin ilk sırasındaki University of Oxford, üst üste 10. kez dünya birincisi olmayı başardı. Oxford’u MIT (ABD), Princeton (ABD) ve Cambridge (Birleşik Krallık) takip ediyor. İlk 10’da yer alan üniversitelerin 7’si ABD, 3’ü Birleşik Krallık’tan. Bu tablo, Anglo-Sakson üniversitelerin öğretim kalitesi, araştırma altyapısı ve akademik itibarda hâlâ rakipsiz olduğunu gösteriyor.
Son yıllarda Asya’nın bilimsel atılımı, 2026 sıralamasına da güçlü bir şekilde yansıdı.
-
Tsinghua (12.) ve Peking (13.) Üniversiteleri, araştırma kalitesi ve endüstri bağlantılarında Harvard ve Stanford’la yarışır düzeyde.
-
National University of Singapore (17.) ve Nanyang Technological University (31.), Asya’nın inovasyon merkezleri hâline geldi.
-
Japonya (Tokyo 26., Kyoto 61.) ve Güney Kore (Seoul National 58., KAIST 70.) de ilk 100 içinde yer alarak bölgesel çeşitliliği artırdı.
Asya üniversitelerinin ortak özelliği, endüstriyle kurdukları güçlü bağlar. Birçok kurum “Endüstri” kategorisinde 100 tam puan alarak araştırmalarının doğrudan üretim ve teknolojiye dönüştüğünü kanıtladı.
Avrupa’da ETH Zurich (11.) kıtanın lideri olmaya devam ediyor. Almanya ise bu yıl sıralamada dikkat çekici bir yükseliş gösterdi:
TUM (27.), LMU (34.), Heidelberg (49.) ve RWTH Aachen (92.) gibi üniversitelerle araştırma gücünü ortaya koydu.
Hollanda ise küçük yüzölçümüne rağmen Leiden, Amsterdam, Wageningen, Delft, Groningen gibi üniversiteleriyle ilk 100’de güçlü bir temsil oranına sahip. Bu kurumlar “uluslararası görünüm” kategorisinde en yüksek puanlara ulaşarak dünyanın dört bir yanından öğrenci ve akademisyenleri çekmeye devam ediyor.
Kanada ve Avustralya üniversiteleri son yıllarda hem uluslararası öğrenciler hem de akademik iş birlikleri açısından cazibesini koruyor.
-
Kanada: Toronto (21.), McGill (41.), British Columbia (45.)
-
Avustralya: Melbourne (37.), Sydney (53.), Monash (58.), UNSW (79.), Queensland (80.)
Bu ülkelerin başarısının arkasında yüksek akademik standartlar, yaşanabilir kampüs ortamları ve uluslararası odaklı stratejiler bulunuyor.
| Kategori | Öne Çıkan Eğilim |
|---|---|
| Araştırma Kalitesi | Çin ve ABD üniversiteleri arasında fark artık çok az. |
| Endüstri Bağlantısı | Asya üniversiteleri bu alanda açık ara önde. |
| Uluslararası Görünüm | İngiltere, İsviçre, Hollanda ve Hong Kong lider konumda. |
| Öğretim Kalitesi | ABD ve Birleşik Krallık kurumları hâlâ güçlü, ancak Japonya ve Almanya yükselişte. |
Bu sıralama, yükseköğretimde küresel güç dengelerinin dönüşüm sürecinde olduğunu açıkça gösteriyor.
-
Batı hâlâ akademik mükemmeliyetin merkezi konumunda,
-
Ancak Asya üniversiteleri artık sadece “yaklaşıyor” değil, birçok alanda “eşit seviyeye” ulaşmış durumda.
Araştırma ile sanayi arasındaki güçlü entegrasyon, önümüzdeki yıllarda sıralamalarda belirleyici bir faktör olmaya devam edecek.
Uluslararası görünüm, bir üniversitenin yalnızca akademik değil, kültürel ve ekonomik cazibesini de belirleyen yeni kriter haline geldi.
Bu tablo, gençlerin üniversite seçiminde artık sadece ülke değil, üniversitenin vizyonuna, uluslararası bağlantılarına ve araştırma olanaklarına bakmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.
