Sosyal medya ve mesajlaşma programları hayatımıza girdiğinden beri hayatımız oldukça değişti. Biz yetişkinlerin bile zaman zaman yönetmekte zorlandığı ve olumsuz etkiler yaşadığı bu durumlarla ergenlerin başa çıkması hiç de kolay değil. Dünya genelinde yapılan pek çok araştırma da sosyal medyanın gençler üzerindeki etkilerini açıkça ortaya koyuyor. Örneğin İngiltere’de Kraliyet Toplum Sağlığı Topluğunun 14-24 yaşlarındaki gençler arasında yaptığı araştırmada Snapchat, Facebook, Twitter ve Instagram gibi sosyal medya araçlarının gençlerin depresyon, kaygı, yalnız hissetme ve bedenini beğenmeme gibi duyguları artırdığı, uyku sorunları yarattığı tespit edilmiş. Pittsburg Üniversite’sinin yaptığı bir diğer araştırma ise sosyal medyada geçirilen süre ile olumsuz beden algısı arasında bir ilişki görülmüş, buna göre sosyal medyada çok vakit geçiren ergenler beden algıları ve yemek yeme sorunları açısından çok daha fazla riskli bir konumda. UCLA Beyin Haritalama Merkezinin 13-18 yaşındaki ergenler üzerinde yaptığı bir diğer araştırmada ise sosyal medya paylaşımlarındaki beğeni sayılarının beyindeki ödül mekanizmasının etkinliğini artırdığı ve ergenlerin paylaşımın içeriğine bakmadan beğeni sayısındaki fazlalıktan etkilendiği görülmüş.
Her ne kadar sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları, ergenlerin kolayca sosyalleşmesini sağlayabiliyor ve özellikle yüz yüze iletişime girmekte zorlanan ergenleri rahatlatıyor olsa da, ergenlerin sanal ortam dışındaki sosyal becerilerini de olumsuz etkileyebiliyor. Sanal dünyada vücut dili, yüz ifadesi ve ses tonu gibi iletişimi çok etkileyen faktörlerden uzak bir şekilde iletişim kurmaya alışkın gençler, gerçek dünyada bu işaretleri okumakta zorlanabiliyor ve ilerleyen yıllarda iş ve özel hayatlarında sanal ortam dışında iletişim kurarken sıkıntılı durumlar yaşayabiliyorlar.
Sosyal medya ve mesajlaşma uygulamalarıyla birlikte hayatımıza giren “siber zorbalık” yetişkinler kadar ergenleri de hedef alabiliyor. Ergenler yüzüne söyleyemeyeceği pek çok şeyi sosyal medya üzerinden paylaşıyor. Kendilerini sosyal medya üzerinden diğer kişilerle karşılaştırıyor, kimliklerini buna göre geliştirebiliyor ve sosyal medya üzerinden aldıkları yaralar daha acıtıcı olabiliyor. Bildiğiniz gibi, ergenlerin yaşıtları tarafından kabulü ve yaşıtlarının gözündeki imajları çok önemlidir. Ergenler sosyal medya üzerinden fotoğraflarına aldıkları beğeni sayılarını, insanların kendilerini ne kadar sevdiğinin de bir göstergesi olarak görebiliyorlar. Bu sebepten ergenler ideal görüntülerini elde etmek için online kimlikleri üzerinde saatlerini harcıyor. Yüzlerce fotoğraf çekerek hangisini yayınlayacağına karar vermekte zorlanıyor, filtreler, photoshop gibi uygulamalarla kendilerini sanal dünyada gerçek dünyada olduğundan oldukça farklı bir kişi gibi yansıtabiliyorlar. Uzmanlar kişilerin kendinden farklı kimlikler oluşturmasının ve olmadığı kişi gibi davranmasının kişinin kendinden memnun olmasını gittikçe zorlaştırdığını söylüyor. Bu da ergenlerin öz güvenlerini ve psikolojilerini oldukça olumsuz şekilde etkiliyor.
Yeni teknolojiler ve akıllı telefonların hayatımızda yarattığı en büyük değişimlerden bir tanesi kendimizle hiç yalnız kalamamamız. Ergenler durum güncellemeleriyle ne izlediğini, ne yediğini, nereleri gezdiğini, kimlerle olduğunu paylaşıyor. Gerek sosyal medya gerekse mesajlaşma uygulamalarıyla diğerlerini takip etme, her şeyden haberdar olma, bir şey kaçırmama duygusunu yaşıyorlar. Hatta bu duygu yeni bir kavramı FOMO (Dear of Missing Out) ‘yu da hayatımıza soktu. FOMO yani sanal ortamda yaşananları kaçırma korkusu yaşayanlar devamlı online olarak hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışıyor. FOMO yaşam doyumunu ve ruh halini de olumsuz etkiliyor. Şu bir gerçek ki herkesin kendisiyle baş başa kalacağı, tazeleneceği ve dinginleşeceği bir zamana ihtiyacı vardır. Bunu yaşamadığımızda tükenmiş hissedebilir ve kaygılarımız artabilir.
Sosyal Medyanın bir de ergenlerin güvenliği üzerine etkileri var. Gerçek hayatta karşılaşmayacağı kişilerle sanal hayatta karşılaşıp iletişime geçebiliyor. Gerçekte tanışmadığı pek çok arkadaş edinebiliyor, arkadaş/takipçi sayısının artması onları mutlu ederken, hayatlarındaki pek çok detayı hiç tanımadığı belki de kötü niyetli kişilerle de paylaşmış oluyor. Sosyal medyada kişisel bilgilerini paylaşmaması gerektiğini, yabancı kişilerle iletişim kurmanın yaratabileceği tehlikeleri, gizlilik ayarlarını nasıl kullanabileceğini, paylaşımlarında dikkat etmesi gereken noktaları onlara öğretmemiz gerekiyor. İlerideki iş hayatlarında ve özel hayatlarında sıkıntı yaşamamaları için dijital ayak izlerini doğru yönetmelerinin önemini de onlarla paylaşmalıyız.
Peki anne babalar neler yapabilir?
Öncelikle kendi sosyal medya kullanımlarını gözden geçirmeliler. Sağlıklı kullanım için söylediklerinizden çok yaptıklarınız etkili olacaktır. Çocuğunuzun yanındayken yüz yüze iletişime yeterli zaman ayırmak önemli bir diğer konu, eğer onunlayken telefon ekranından kafamızı hiç kaldırmıyorsak bu konuda yaptığımız uyarılar anlamsız kalacaktır. Tüm ailenin telefonun kullanılmadığı zaman dilimleri yaratmak (yemek yerken, sinema gecesi vb.) faydalı olacaktır. Teknolojiden uzak zaman dilimlerinde yapılan sohbetler, anne baba ile çocuğun arasındaki bağın kuvvetlenmesini, iletişimin artmasını ve çocuğun kendini güvende hissetmesini de sağlayacaktır. Sosyal medya üzerinden çocuğunuzun arkadaşı/takipçisi olmanız onların gündemlerini takip etmeniz ver gereken durumlarda destek vermeniz için faydalı olacaktır. Ama bunu ajancılık oyununa dönüştürmeden, güven esaslı şekilde aranızdaki bağı kuvvetlendirecek şekilde yapmanız faydalı olacaktır, aksi takdirde geri tepebilir.
Ve son olarak ilgilendikleri sportif, sanatsal vb. alanda aktif olmalarını sağlamak özgüven gelişimleri için faydalı olacaktır. Nasıl göründüklerinden ziyade ne yaptıklarıyla kendilerini iyi hissetmeyi öğrendiklerinde daha mutlu bir hayatları olacak ve geleceğe de daha iyi hazırlanacaklar.
Kaynaklar
https://edition.cnn.com/2016/07/12/health/social-media-brain/index.html
https://www.rsph.org.uk/our-work/campaigns/status-of-mind.html
https://www.psycom.net/social-media-teen-mental-health
http://fortune.com/2017/10/15/social-media-teen-anxiety/