Geleceğin iş dünyası ve ekonomisinin beklentilerine paralel şekilde, 2015 yılında 72 ülkeden 540,000 öğrencinin katıldığı PISA sınavında odaklanılan alan Fen Okuryazarlığı alanıydı. 2006’dan bu yana OECD ülkelerinin öğrenci başına ayırdıkları bütçe %20 arttığı halde, 72 ülkeden sadece 12 tanesi Fen Okuryazarlığı alanında sonuçlarını yükseltmeyi başardı. Yükselen ülkelerin arasında da en başarı ülke Singapur oldu. Daha önceki yüksek performanslarıyla da ilgi odağı olan ülke, başarısını artırarak sürdürmesi ile tüm dünyadaki eğitimcilere uzun yıllar ilham vermeye devam edecek gibi görünüyor. Peki, Singapur bunu nasıl başarıyor?
Buna önce Singapur’u tanımakla başlayabiliriz. Singapur, Güneydoğu Asya’da 700km2’ye ve 5,5 milyon nüfusa sahip bir şehir devletidir. 1965 yılında bağımsız bir cumhuriyete dönüşen Singapur, ilk yıllarında fakir ve gelişmemiş bir ada devletti. Doğal kaynakları yoktu, işsizlik ve nüfus artışı yüksekti. Bugün ise dünya ticareti, finansı ve ulaştırması için canlı merkezlerden birisi haline geldi. 3.dünya ülkesi olmaktan 1.dünya ülkesi olmaya çok kısa bir sürede geçen Singapur, bunu vizyoner bakış açısı ile eğitime yaptığı ciddi yatırımlarla gerçekleştirdi.
1959-1978 yılları arası temel eğitimi yaygınlaştırmayı hedef alan dönemi, 1979-1996 yılları arası eğitimin kalitesini artırmayı ve yeni ekonomik düzenin beklentilerine uygun becerileri kazandırmayı hedef alan bir dönem izledi.
1997-2011 yılları arasında ise bilgi temelli ekonominin beklentilerine cevap verecek, yüksek değerli hizmet ve ürün yaratacak bireyler yetiştirmek hedeflenerek “Düşünen Okullar, Öğrenen Millet” felsefesi geliştirildi. Öğrencilere bilgiyi aktarmanın ötesinde ‘Düşünen Okullar’da yaratıcı ve kritik düşünme becerilerini ve yaşam boyu öğrenme tutkusunu geliştirmek hedeflendi. Bu amaçlara ulaşmak için okul sisteminin esnekliği ve çeşitliliğini artırıldı, sorgulamaya dayalı öğrenmeyi yaratmak için müfredat azaltıldı. Derslerin ve aktif öğrenme aktivitelerinin planlanması için öğretmenlerin birlikte üretebileceği ortak zamanlar yaratıldı. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin eğitim uygulamaları için ciddi yatırımlar yapıldı. Okullar 10-14 okul birlikte olacak şekilde gruplandırılarak, otonomi ve mesleki paylaşımlar sağlanarak, okulların öğretimlerinde inovatif olmaları hedeflendi. Tüm bunlarla devamlı gelişim kültürüne sahip, açık ve işbirlikçi okul ortamları yaratıldı.
2012 yılından itibaren ise daha fazla öğrenci merkezli ve değer odaklı bir sisteme geçildi. Singapurlu gençlerinin 21. yüzyılda başarılı olması için hangi temel becerilere ve değerlere sahip olması gerektiği bir çerçeve ile belirlendi.
Çerçevede merkezde temel değerler yer aldığını görmekteyiz. Kendini yönetme, özbilinç, sosyal bilinç, ilişki yönetimi, sorumlu karar verme öne çıkan becerilerdir. Bunları iletişim-işbirliği-bilgi okuryazarlığı becerileri, küresel farkındalık- vatandaşlık-kültürler arası beceriler ve kritik – yaratıcı düşünme becerileri takip etmektedir. Tüm bunların sonunda da kendine güvenen, öğrenme sorumluluğunu alan, iş ve toplum hayatına aktif şekilde katkıda bulunan, ilgili ve katılımcı birer vatandaş olmaları hedeflenmektedir.
Bu çerçeveye göre tüm ders içerikleri ve öğretim materyalleri yeniden hazırlandı. Yüksek rekabet ve sınav sonuçlarına odaklanan eğitim sistemi nedeniyle aldığı eleştiriler ve gelecek iş hayatının beklentileri doğrultusunda, disiplinler arası programlar ve okul dışında yapılan aktivitelerle müzik, sanat, spor gibi alanlar ile liderlik, sosyal ve duygusal becerilerin gelişimine önem verildi. “Değerler Eylemde” programı ile sosyal sorumluluk duygularının gelişmesi de sağlandı.
Singapur başarısının altında yatan en önemli faktörü yetkinliği yüksek öğretmenler oluşturuyor. Bakanlık çok çeşitli hizmet içi eğitim fırsatları ile öğretmenlerin kendilerini geliştirmelerini sağlıyor. Öğretmenler yılda yaklaşık 100 saat ücretsiz yada çok düşük ücretle hizmet içi eğitimlere katılabiliyor. Mesleki adanmışlık ve profesyonel öğrenme toplulukları öğretmenlerin bu yolculuğunu destekliyor.
Singapur’u ve PISA sınavında başarılı olan diğer ülkeleri incelediğimizde, öğrencilerinden yüksek düzeyde ve global ölçekte beklentileri olduğunu, öğretmen gelişimine ciddi yatırım yaptıklarını, eğitime yeterli kaynakları ayırdıklarını ve açık, anlaşılır, uzun dönemi kapsayan stratejileri olduğunu görüyoruz. Bunları başarmanın hayal olmadığını, kısa tarihlerinde bizlere ispatlayan Singapur’da, eğitimin memleket meselesi haline geldiğini anlıyoruz. Kurtuluşlarının buna dayandığını bildikleri için, buna sıkı sıkıya bağlanıp, dünyanın ve geleceğin beklentilerine uygun şekilde sistemlerini revize etmeleri onları bu derece başarılı kılıyor.
Nüfusun yoğunluğu, bölgesel farklılıklar gibi faktörlere rağmen, sürdürülebilir, uzun dönemi kapsayan dünyaya ve geleceğe uyumlu stratejik planlarla çocuklarımız yetiştirirsek, kısacası eğitimi memleket meselesi haline getirebilirsek, gelecekte üreten, rekabet edebilen ve daha güçlü bir Türkiye olabiliriz.
Kaynaklar
https://www.moe.gov.sg/
https://www.edutopia.org/education-everywhere-international-singapore-video
pisa-2015-results-in-focus.pdf erişimi için tıklayın